PANKARTIN ASILMASI?

Hazırlanmasıda,taşınmasıda,asılmasıda,gündeme oturmasıda,polis kontrolerinden geçmeside kısacası herşeyiyle bambaşkadır pankart asmak..Branda ile kumaştan yapılan pankart arasındada epeyce fark vardır..Genelde tribüne asılıp bırakılan pankartlar brandadan yapılmıştır.Daha sağlam ve ağır olması,taşıma zahmeti getirmeyeceği için gözü arkada kalmadan stadda bırakılır...Ne yağmurdan nede rüzgardan etkilenir.Her maç aynı yerde durur.Kumaş olan pankartlar ise tam deplasmanlıktır.Rahatça katlanır,küçücük bir torbaya sığdırılır,hafif olduğu için kolayca elde taşınır...Nasıl boynunda takımının atkısı varsa,gittiği her maça götürüyorsa,pankartıda taşır,götürür asar...Zaten esasında pankart kültürüde burda başlar...Ben stadyuma çivilenip bırakılan,büyük hevesle yaptırılıp,sezon sonuna kadar,hatta gittiği yere kadar gider mantığıyla stadda terkedilip kaderine bırakılan büyük veya küçük pankartlara pankart diyemiyorum...Bunlar olsa olsa sadece reklam panosudur. Birde bazı pankartlar vardır ki gerçektende reklam panosu olarak kullanılmaktadır.Ya internet adresini yada bilmemne Derneğinin,okulunun reklamını yapar yada "birilerinden-bilmemne yerden sevgilerle" şeklinde biter...Bu sefer ortaya çıkan tablo,takımın bir araç olarak kullanılmasıdır. Pankart dediğiniz;sahibinin evladı gibidir.. Ondan vazgeçemez.Evde güzelce temizler,kirlendiyse yıkar,maç günü ipini hazırlar, stadyumda asacağı yeri öyle bir seçerki,onu uzaktan seyrederken gururlanarak tatmin olur.Asmasıda,iplerinin bağlanmasıda incelik ister.Bir hamlede kolayca çözülebilecek ama düğümlerin kolay kolay gevşemeyeceği bir şekilde bağlanmalıdır. Maçtan önce asılır, maçtan sonra toplanılır.Pankart asmayanlar bilemez bu duyguyu. Herkes üzgün veya mutlu evinin yolunu tutarken,pankartın sahibi pankartını almak için sahanın boşalmasını ve güvenlik kuvvetlerinin iznini beklemektedir.Bazen maçlardan önce aksi bir polisin "haftaya as,bu hafta yasak,kapıyı açmayın vs.." sözleriyle karşılaşıp asamama ihtimaline rağmen inat edip asmaya çalışıp başarması,"aç bakalım ne yazıyor" sorusuna cevap olarak kalabalığın ortasında çamura değdirmeden okutup turnikeden geçirmekde,bazende maçlardan sonra "haftaya gel al,yasak alamazsın,hala ne bekliyosun yasak dedik yaa vs.. "gibi bezdirici,kırıcı laflara rağmen stad ışıklarının neredeyse hemen hemen hepsinin söndüğü anlarda,yarı karanlıkta pankartı toplayarak,katlayıp,çantasına sığdırıp kapıların kitlenmeden kendisini dışarı atması,çıktığında dışarıda o kalabalıktan geriye kimsenin kalmaması hatta deplasman seyirciyle karşılaşması an meselesi oluşu,eve dönülecek araç bulmakta zorluk çekilmesine rağmen devamlı-inatla pankart asmaya devam etmek tuzu biberidir bu işin...Deplasmanlar ayrı bir film gibidir..Stad yabancı,polis zaten deplasman seyircisine müsama göstermez hatta "niye geldiniz?" dercesine bakan gözlerle pankartı inceler,çantayı didikler...Astırmaz,astırsa aldırmaz...Maç sonu deplasman seyircisini bekletme süresi olmasa her deplasmana ayrı birer pankartla gidilmesi,o stadlara hatıra bırakılması içten bile olmayacaktır o kutsal bez parçalarının!Yırtılır,eskir,solar ama nasıl bir ana,evladını her türlü koşulda dışlayamadan,sokağa atamadan kol kanat geriyorsa pankartda o şekilde taşınır,onarılır..Pankart namustur..Sadece asanın namusu değil,bütün taraftarların namusudur.Gerektiğinde ilave yapılır,dikilir, yamalanır! Niyemi?Nedeni çok basittir;yenisiyle aynı anlama gelmez,gelemez çünkü o ilk göz ağrısıdır,anısı vardır,ona emek verilmiştir,o pankart şahitlik eder yaşananlara...Her bakıldığında hatıralar gözünün önünden geçer.Hatırlar pankartı bilenlerde asanlarda acısıyla-tatlısıyla maziyi,yaşadıklarını. Bunu yaşamayanlar bilemez yaşayamayanlar anlayamazlar.Böyle efsanelerin sayısının azlığındanda anlaşılacağı gibi..Et tırnaktan ayrılmaz....


© AcademY BESIKTAS Resmi Taraftar Sitesi  ***  Copyright © 2004, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
Kaynak Gösterilmeden yayınlamak yasaktır.
 

Geri